14 Ağustos 2011 Pazar

KARADENİZ

Merhaba arkadaşlar! Ben ve kardeşim geçen hafta Karadeniz'e gittik. Karedeniz gerçekten doğa harikası bir yer. Ama bazı kişiler gördüm ki  yedikleri her şeyi yere atıyor. Arkadaşlar bu yeşille mavinin yarattığı eşsiz doğa bir tek çöple bile yok oluyor. Çünkü biri yere çöp atınca birikiyor birikiyor ve Dünyamız çöplük haline dönüyor. Lütfen bir kerecik çöp atsam bir şey olmaz demeyin ve yere çöp atanları da uyarın. Ne da olsa damlaya damlaya göl olur.

Bu resim Karadeniz Artvin Karagöl. Bu göl bile kirleniyor.

4 Ağustos 2011 Perşembe

Toprak Kirliliği

Waste
Belki de yukarıdaki gördüğünüz çöp
yüzünden bütün dünya yok olacak.


land pollution

  


Toprak Kirliliği Nedir?

              Canlılığın kaynağı sayılabilecek toprağın yapısına katılan ve doğal olmayan maddeler toprak kirliliğine neden olur. Böyle topraklarda bitkiler yetişmez ve toprağı havalandırarak yarar sağlayan solucan vb. hayvanlar yaşayamaz duruma gelir. Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, besin zinciri yoluyla insana kadar ulaşır. Hastahane atıkları gibi mikroplu atıklar, hastalıkların yayılmasına neden olur.

Toprak kirliliğine neden olan başlıca etmenler:
  • Ev, iş yeri, hastahane ve sanayi atıkları.
  • Radyoaktif atıklar.
  • Tarımda gereksiz ya da aşırı hormon kullanımı.
  • Suların kirlenmesi. Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği de özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur.


Toprak kirliliğinin önlenmesi için aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır:
  • Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları kurulmamalı, yeşil alanlar artırılmalıdır.
  • Ev ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır.
  • Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kulanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir.
  • Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılamlıdır. 


Radyoaktif Kirlenme

Radyoaktif Kirlenme Nedir?
Nükleer enerji santralleri, nükleer silâh üreten fabrikalar, radyoaktif madde artıkları radyoaktif kirlenme yaratan başlıca kaynaklardır. Radyoaktif maddeler yaymış oldukları elektronla hava, su, toprak ve bitkilere zarar verir. Radyoaktif maddeye sahip (radyasyonlu) hayvansal ürünler (et, balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin zinciri ile insanlara ve diğer canlılara taşır. Bunun sonucunda bağışıklık mekanizmasını felce uğratmak, organları zedelemek gibi tedavisi olanak dışı olan hastalıklar meydana gelir.

Radyoaktif Kirlenmenin zararları
        Atom çekirdeklerinin bir dış etki olmaksızın kendiliklerinden ışıma yapmalarına ve bu tür ışıma yapan atomlara da radyoaktif atom adı verilir. Radyoaktif atomların çekirdekleri kararsızdır. Radyoaktif ışınlar canlı hücrelerine etki ederler.
          Başta kanser olmak üzere birçok hastalığa sebep olurlar. Nesiller boyu kalıtsal bozukluklar meydana getirebilir. Şimdi bu bozunma türlerini sırasıyla inceleyelim. Düşük seviyeli radyasyonun tek belirgin sağlıksal etkisi sonraki kuşaklarda görülen genetik sakatlıklara sebep olmasıdır.
       Genellikle genetik bozukluklar olarak adlandırılan bu sakatlıklar, renk körlüğünden, mongolizm gibi ciddi hastalıklara kadar çeşitlilik gösterir. Bazı kişiler, radyasyonun iki başlı çocukların doğmasına; insan altı ya da insanüstü canavarların ortaya çımasına neden olacağına inanırlar.
                 Durum kesinlikle bu değildir; çünkü insanlık daima doğal radyasyona maruz kalmış olmasına karşın, hiçbir zaman bu tür vakalar görülmemiştir. Bazı kişiler de radyasyon kaynaklı genetik etkilerin insan soyunu yok edeceğine inanırlar.
              Ancak bu da yanlıştır. Yani radyasyonun yol açacağı herhangi bir kötü özellik, sonuçta yok olacaktır. Nükleer endüstrinin genetik etkileri, ancak insanın doğal kaynaklardan aldığı radyasyondan sadece yüzde bir kadar daha fazla radyasyon etkilenimine yol açtığı hatırlandığında en iyi şekilde anlaşılabilir.

                                                       

Gürültü Kirliliği

  


 

Ses Kirliliği Nedir?
Hayatımızda ,sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan çevre sorunlarından biri de ses kirliliğidir… Gürültü de denilen ses kirliliği istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir.

Ses kirliliğini yaratan önemli etmenler:Sanayileşme
  1. Plansız kentleşme
  2. Hızlı nüfus artışı
  3. Ekonomik yetersizlikler
  4. İnsanlara gürültü ve gürültünün yaratacağı sonuçları konusunda yeterli ve etkili eğitimin verilmemiş olması..
Ses Kirliliğinin işitme sistemine etkileri:
Ses kirliliği işitme sistemi üzerinde geçici ve kalıcı etkiler olmak üzere iki çeşit etki yapar .Ses kirliliğinin geçici etkisi duyma yorulması olarak da bilinen işitme duyarlılığındaki geçici kayıplar şeklinde olur. Duyma yorulması düzelmeden tekrar gürültüden etkilenilmesi ve etkileşmenin çok fazla olması durumunda işitme kaybı kalıcı olur.
 
Ses Kirliliğinin fizyolojik etkileri:
İnsanlarda görülen stresin önemli bir kaynağı ses kirliliğidir. Ani olarak oluşan gürültü insanın kalp atışlarında, kan basıncında ,solunum hızında metabolizmasında görme olayında bozulmalar yaratır .Bunların sonucunda uykusuzluk migren ülser kalp krizi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar .Ancak en önemli olumsuzluk kulakta yaptığı tahribattır.
 
Ses Kirliliğinin psikolojik etkileri:
Belirli bir sınırı aşan gürültünün etkisinde kalan kişiler sinirli rahatsız ve tedirgin olmaktadır .Bu olumsuzluklar gürültünün etkisi ortadan kalktıktan sonra da sürebilmektedir.
İş yapabilme yeteneğine etkileri:
Özellikle beklenmeyen zamanlarda ortaya çıkan ses kirliliği iş veriminin düşmesi kendini işine verememe ve hareketlerin engellenmesi şeklinde performansı düşürücü etkiler yapar .Gürültünün öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de engellediği deneylerle saptanmıştır.
Ülkemizde insanları gürültünün zararlı etkilerinden korumak için gerekli önlemleri içeren ve çevre yasasına göre hazırlanmış olan Gürültü kontrol yönetmeliği uygulanmaktadır. Ancak yönetmeliğin hedeflerine ulaşabilmesi için insanların bu konuda eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri gerekir.
Ses kirliliğinin saptanmasında ses şiddetini ölçmek için birim olarak desibel kullanılır.. İnsan için 35–65 desibel sesler normaldir 65–90 dB sesler sürekli işitildiğinde zarar verebilecek kadar risklidir. 90 dB’in üzerindeki sesler tehlikelidir.
Ses kirliliği aşağıdaki uygulamalarla kolayca önlenebilir:Otomobil kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır
  1. Ev ve iş yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısıcam gibi) kullanılmalıdır
  2. Eğlence yerleri vb ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir
  3. Gürültü yapan kuruluşlar şehirlerin dışında kurulmalıdı.